Böbreklerimiz alarm veriyor
Türk Nefroloji Derneği verilerine göre, ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek
nakli yapılmış yaklaşık 70 bin hasta var. Bu sayının, gelişmiş birçok ülkenin
neredeyse 2 katı olan yıllık yüzde 10 artış oranı ile 2015 yılında 100 bini
aşacağı tahmin ediliyor.
İSTANBUL - Kronik böbrek
hastalıkları dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu. Çünkü
tedavi edilmezse böbrek yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden çok ciddi bir tabloya
dönüşebiliyor. Türk Nefroloji Derneği’nin çalışmaları, ülkemizde yaklaşık 7.5
milyon kronik böbrek hastası bulunduğunu, yani her 6–7 erişkinden birinin böbrek
hastası olduğunu gösteriyor.
Bu sonuca ulaşmamak için böbrek
hastalıklarında da erken tanı çok önemli. Bunun için nelere dikkat etmeli,
hangi sıklıkta böbrekleri kontrol ettirmeli? Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ülkem
Çakır, böbrek sağlığı ile ilgili merak edilen noktaları anlattı:
BÖBREK YETMEZLİĞİNE YOL
AÇAN FÖKTERLERYüksek tansiyon: Yüksek
tansiyon böbrek içindeki incecik damarlarda yapısal bozukluğa ve tıkanıklığa
neden oluyor. Bunun sonucunda da böbrek yetmezliği gelişebiliyor. Ancak koldan
ölçülen tansiyon bazen normal değerlerde çıkarak kişiyi yanıltabiliyor. Bunun
aksine idrardaki protein kaçağı bunu net olarak gösterebiliyor. İdrarda protein
oranını gösteren test Türkiye’nin her yerinde yapılabiliyor.
Diyabet:
Tip 2 diyabet de, tıpkı kan basıncı yüksekliğinde olduğu gibi böbrek içindeki
incecik damarlarda yapısal bozukluğa ve tıkanıklığı yol açarak böbrek
yetmezliğine neden olabiliyor. Özellikle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
son dönem böbrek yetmezliğinin en sık nedeni olan diyabet hastalığı görülme
oranının 2002´de yüzde 7.2 iken, günümüzde yüzde 12´nin üzerine çıkmış olması
endişe verici bir durum olarak görülüyor.
Fazla
kilo: Fazla kilolu olmak böbreğin içinde yer alan kılcal
damarlardaki basıncı artırarak idrarda protein kaçağına yol açıyor.
60 yaşın üzerinde
olmak: Yaş ilerledikçe vücuttaki tüm damarlar yaşlanıyor. Doğal
olarak kılcal damarlardan çok zengin olan böbrekler de bu süreçten çok
etkileniyor. Damar sertliği arttıkça, böbreklerin süzme işlevi de yavaşlıyor.
Tek böbrekli
doğmak: Tek böbrekli kişiler dikkat ettikleri zaman ömürlerinin
sonuna kadar sağlıklı yaşayabilirler. Ancak susuz kalmamaya, aşırı tuz ve
bilinçsiz ilaç tüketmemeye daha çok dikkat etmeliler.
Sigara alışkanlığı:
Sigara böbrek içindeki kılcal damarlardaki dolaşımı yavaşlatıyor ve
oksijen miktarını azaltıyor. Bir başka deyişle yüksek kan basıncına benzer
şekilde damarlar üzerinde olumsuz etki yaratarak böbrek yetmezliği riskini
artırıyor.
Genetik
geçiş: Böbrek hastalıkları genetik geçişli de olabiliyor.
Böbreklerde kist oluşumu, idrar kanallarında tıkanıklık, geri kaçak veya böbrek
boyutlarının küçük oluşu gibi yapısal değişiklikler ailenin birçok bireyinde
gözlenebiliyor. Tekrarlayan böbrek taşları da yine kalıtsal özellik
gösterebiliyor.
DİYALİZ VE ORGAN
NAKLİNE GEREK OLMAYABİLİR Böbrek yetmezliğine yol açan faktör
düzeltilebilir bir aşamadaysa vücutta bir sorun yaratmadan geri dönebiliyor.
Bunun nedeni ise böbreklerin çok idareli organlar olmaları. Böbreklerin süzme
kapasiteleri yüzde 60´ın altına düştükten sonra kronik böbrek hastalığı olarak
kabul ediliyor. Bu organların tamamen iflas etmeleri için süzme kapasitelerinin
yüzde 15 ve altına düşmüş olması gerekiyor. Yüzde 15-60 arasında ise geniş bir
dönem var. Hasta bu dönemde düzenli bir nefroloji takibinde olursa diyaliz ve
organ nakline gerek kalmama şansı yüksek.
TESTLER NE ZAMAN
YAPILMALI? • 60 yaşın üzerindeki kişilerin bilinen bir
hastalıkları olmasa bile böbreklerini kontrol ettirmeleri öneriliyor.
• Yüksek tansiyon 40 yaş altında gelişirse nefroloji uzmanına muayene olmak gerekiyor, çünkü genç yaşlarda ortaya çıkan hipertansiyon genellikle böbrek kökenli oluyor.
• Yüksek risk grubundaki kişilerin 40 yaşından sonra yılda 1 kez idrar ve kan tahlili yaptırmaları tavsiye ediliyor.
• Yüksek tansiyon 40 yaş altında gelişirse nefroloji uzmanına muayene olmak gerekiyor, çünkü genç yaşlarda ortaya çıkan hipertansiyon genellikle böbrek kökenli oluyor.
• Yüksek risk grubundaki kişilerin 40 yaşından sonra yılda 1 kez idrar ve kan tahlili yaptırmaları tavsiye ediliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder