English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified
.

Çapraz Böbrek Nakli

 
Son dönem böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemleri nelerdir?


Son dönem böbrek yetmezliği dendiğinde artık böbreklerin işlevinin %90nından fazlasını kaybettiğini anlıyoruz. Bu durumda böbreğinin görevini üstlenecek bazı tedavi yöntemleri gerekiyor. Elbette böbrek yetmezlikli hastalar bu açıdan diğer organ yetmezlikli hastalara kıyasla daha şanslılar, bir nevi kötünün iyisi. Çünkü kalp, karaciğer gibi diğer organ yetmezlikli hastaların diyaliz gibi bir şansları olmamaktadır. Bu hastalar organ bulamadıkları takdirde kısa süre içinde hayatlarını kaybetmektedirler. Halbuki böbrek yetmezlikli hastalar diyaliz yöntemlerinden biri ile yaşamlarını şöyle veya böyle idare etmektedirler. Bu diyaliz yöntemleri ya bir makineye bağlı olarak genellikle haftada 3 gün dörder saatten yapılan hemodiyaliz ya da karın içine bir boru ile sıvı verilip alınarak yapılan periton diyalizi ile uygulanmaktadır. Ya da, bu hastalar, tüm dünyada da bu diyaliz yöntemlerine göre her açıdan daha üstün olduğu kabul edilen böbrek nakli ile tedavi edileceklerdir.

Son dönem böbrek yetmezlikli hastaların yaşam standardı nasıldır?
Ülkemizde diyaliz makinelerine hapsolmuş ve zorlu bir yaşam mücadelesi veren 50bine yakın hasta mevcut. Bu hastaların her yıl 5000 kadarı böbrek nakli yapılamadığından dolayı hayatını yitiriyor. Bir şekilde yaşamını diyaliz yöntemleriyle idame ettirebilen hastalar da su içememe ve ancak belirli gıdaları yeme gibi sorunları yanında, bu hastaların aile, iş, sosyal ve cinsel yaşamları da olmamaktadır. Bu hastalar diyaliz merkezlerinden 1-2 günden daha fazla uzak kalamazlar, bir çeşit tıbbi zorunluluk içeren hapis gibi Özellik çocukluk yaşlarındaki hastalarda gelişme geriliği olmaktadır. Ayrıca bu yaş grubundaki hastalar da ileride hayatlarını kurmalarına yardımcı olacak eğitimden de yoksun kalmaktadırlar. Diyaliz yöntemleri böbreğin fonksiyonlarının ancak bir kısmını yerine getirebilmektedir.

Böbrek naklinin üstünlükleri nelerdir?
Böbrek nakli sonrası bu sağlıklı insanlar gibi normal yaşamlarına döndükleri gibi, yaşam süreleri de sağlıklı insanlara benzer uzunlukta olmaktadır. Böbrek nakli diyaliz yöntemlerine göre 2.5 kat daha uzun bir ömür sunmaktadır. Ayrıca, gıda tüketimindeki ve seyahat sınırlamaları da ortadan kalkmaktadır. Bu insanlar artık çalışabilir ve tüketici olmaktan çıkıp üretici pozisyonuna geçebilirler. Aile kurabilirler. İster kadın, ister erkek olsun diyalize girerken çocuk sahibi olma yeteneği azalmışken, nakil sonrası bu yeteneklerini yeniden kazanabilirler.
Herkes böbrek nakli ameliyatı olabilir mi?
Evet, aslında herkes olabilir. Yeter ki, bu büyük ameliyatı kaldırabilecek sağlıkta olsun. Yani ileri derecede kalp hastalığı, aktif iltihabi hastalığı ya da kanseri olmayan, yaşı çok ilerlememiş herkes potansiyel olarak böbrek nakli ameliyatına adaydır. Elbette bu konuda o kişiye oran verecek verici bulma sıkıntısını da hesaba katmak gerekir. Gönül ister ki ülkemizde beyin ölümüne girmiş insanlarda organ bağışı sayısı istenilen düzeyde olsun da canlı akraba vericilere hiç ihtiyaç olmasın. Ancak bu ölen vericilerden alınan organ sayısı ülkemizde gelişmiş ülkelere göre çok az. Batı ülkelerinde bu kişilerden bağış alma oranı milyon nüfus başına 30-40 seviyelerinde iken, bu oran ülkemizde ne yazık ki ancak 2-3 düzeyinde. Canlı vericisi olmadığı için sağlık bakanlığı tarafından çok sıkı bir şekilde denetlenen “ulusal organ bekleme listesinde” bekleme süresi yaklaşık 5 yıl civarında olmaktadır. Bu nedenle de canlı akraba vericilere başvurmak zorunda kalınmaktadır. Yasal olarak ülkemizde kendinin veya eşinin dördüncü dereceye kadar akrabasından organ almak mümkün

Böbrek nakli sayısını artırmanın yolları nelerdir?
Kadavradan böbrek nakli sayısının azlığının nedenlerine bakacak olursak, ilk olarak ülkemizde beyin ölümünün olması gerektiğinden daha az saptandığını görürüz. Batı standartlarında yoğun bakım yatak sayısı başına yılda bir beyin ölümü saptanırken, bu oranın ülkemizde çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Bu konuda yoğun bakım sorumlularına, beyin cerrah ve nörologlara büyük iş düşmektedir. Bu hekimler o kişilerin en az 5 kişiyi kurtaracak organ taşıdıklarını düşünerek bildirim konusunda hassasiyet göstermelidirler. Diğer bir neden de ülkemizdeki yoğun bakım yatak sayısının azlığıdır. Sadece organ nakli için değil, daha önemlisi o insanın hayatını kurtarmak için daha çok sayıda kaliteli yoğun bakım yataklarına gereksinim var. Son olarak da organ nakli ekiplerinin halkı bu konuda daha fazla bilinçlendirmesi gerekiyor.
Ancak canlı nakilde durum farklıdır. Halkımız aile yapısı nedeniyle birbirlerine bağlıdır. Bu nedenle birkaç çekince dışında yakınları için bu fedakârlığı yapmaya hazırdırlar. Ancak, böbrek nakli yapılabilmesi için kan grubu uyumu şarttır. Ülkemizde kan grubu uyumsuz nakil yasal olmadığından bu durumlarda ülkemizde ilk defa benim ve ekibim tarafından uygulanan çapraz nakil yöntemi buna çare olacaktır.
Çapraz böbrek nakli nedir?
Canlı akraba vericisi olan 2 aile kan grubu uyumsuzluğu ya da “cross-match” denen testin bozukluğu nedeniyle böbrek nakli olamamaktadır. Bu iki aileyi tanıştırarak aşağıda şekilde gösterildiği gibi her iki vericinin ameliyatını aynı anda başlamak üzere değiştiriyoruz. Yanı A vericisinin böbreğini B alıcısına, B vericisinin böbreğini de A alıcısına takıyoruz. Bu yolla her iki hastayı da sağlığına kavuşturmuş oluyoruz.


Çapraz nakil ilk defa Kore de yapıldı. Dünya’da daha sonra popüler olmaya başlandı. Şu anda İskandinav ülkelerinde, Belçika, Kanada ve ABD de uygulanıyor Bu yöntem Türkiye’de ilk defa benim ve ekibim tarafından 2003 yılında İzmir’de uygulanmaya başlandı. Şu ana kadar 52 hastayı böyle tedavi ettik. İlk önce uygun aileleri saptayıp, bu aileleri tanıştırıyoruz. Elbette aralarında pozitif bir iletişim olması gerekir. Bir nevi böbrek kardeşi olacaklar. Eğer bu çiftler arasında pozitif iletişim sağlanmışsa yapılacak işlemler kendilerine detaylı bir şekilde anlatılıyor ve tıbbi işlemler başlatılıyor. Tıbbi işlemlerin sonunda böbrek nakli açısından bir sakınca görülmez ise her iki verici ameliyatı aynı anda başlanarak böbrekler çıkartılıp akrabalar çaprazlaştırılarak ameliyat gerçekleştiriliyor.

Nakiller başarılı olunca bu yöntem ülkemizde de duyuldu ve uygulanmaya başlandı. Hatta bazı hastalarımız kan grubu uyumlu çiftlerin de kendilerine yardımcı olmak üzere böbrek değişimi yapıp yapamayacağımızı soruyorlar. Mesela O verici ve B alıcısı olan hasta çiftinde kan grubu uyumu sorunu yok (bu çift ancak cross-match dediğimiz testin pozitif olma durumunda nakilde sorun olur ve çapraz nakil için aday olabilir), ancak B vericisi ve O alıcısı olan çift ancak çapraz nakil ile tedavi olabilir. Böyle durumda diğer çiftin fedakarlık yapıp çapraz nakle razı olması gerekir, şimdi bunun üzerinde çalışıyoruz.

Bu yöntem ile nakil bekleme listesini büyük ölçüde azaltacak diye düşünüyoruz. Ancak daha çok hastaya yardımcı olabilmemiz için büyük bir hasta havuzuna gereksinimiz var. Bu konuda İstanbul’daki diğer organ nakli merkezleri ile en kısa zamanda işbirliğine gideceğiz.

Verici olmanın problemleri nelerdir?
Aslında hiçbir problemi yok. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki tüm organ nakli ekipleri bu vericilere azami özeni göstermektedirler. Bu kişiler deyim yerinde ise saçtan tırnağa çok iyi incelenmektedirler. Böbrek vermekle şimdi veya yaşamı boyunca zarar gelebileceği konusunda en küçük bir kuşkuda bu ameliyatın yapılması mümkün değildir. Hatta bu kişilerin ameliyattan sonra ağrılarını ve komplikasyonları en aza indirmek, ameliyat izi kalmasını önlemek ve günlük yaşantısına en kısa zamanda döndürmek amacıyla halk arasında “kapalı yöntem” denen “laparoskopik nefrektomi” yöntemi ile böbrek çıkartma ameliyatı geliştirilmiştir. Bu yöntemde, birer santimetre uzunluğunda 4 adet delik açılarak ve bu deliklerde sokulan aletler aracılığı ile ameliyat yapılarak, böbrek kasıktan bir fıtık ameliyatı büyüklüğündeki kesiden çıkartılmaktadır. Türkiye’de bu yöntemi ilk uygulayan ve bu yöntemle iki yüzden fazla böbrek çıkartan ekibin içinde olarak şunu söyleyebilirim ki bu yöntem gerçekten veren için büyük bir avantaj. Ameliyat sonrası ağrı çok az olmakta, veren kişi 2-3 gün içinde normal yaşantısına dönebilmektedir. Ayrıca son derece estetik bir yara izi olmaktadır. Bu ameliyattan sonra bu kişilerin ameliyat olduğu merkezin protokollerine göre takip edilmesi dışında dikkat edeceği bir durum da söz konusu değildir. Yani sağlıklı bir insanın ne yapması gerekiyorsa onu yapacaktır. Bol su, bol spor, az tuz, az kilo alma.
5. Organ Naklinin ülkemizdeki maliyetleri nedir?
Aslında organ naklinin hastaya hiçbir maliyeti yoktur. Ülkemizde sosyal güvenlik şemsiyesi altında olan hastaların bu ameliyat için herhangi bir ücret ödemeleri söz konusu değildir. Ancak, organ naklinin ülkemize getirdiği büyük bir maddi avantaj söz konusudur. Ülkemizde diyaliz yöntemleri ile yaşam mücadelesi veren 48bin dolayındaki hastalarımız için sağlık bakanlığı diyaliz makineleri, bu makinelerde kullanılan sıvılar ve ilaçlar nedeniyle, buna sağlık çalışanları veya yatırım bedelleri hariç, her yıl yurt dışına 2 milyar dolar para harcamaktadır. Halbuki bu hastalarımızın hiç olmazsa yarısına yeterli sayıda böbrek nakli ameliyatı yapabilirsek 500 milyon dolardan fazla bir parayı tasarruf etmiş olacağız. Bu diyaliz hasta havuzuna her yıl 5bin kadar hastanın da ilave olduğunu düşünürsek, işin bu boyutunun da, ileriki yıllarda sosyal güvenlik sistemlerini ne kadar zor durumda bırakacağını da görmek zor olmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İLETİŞİM FORMU

Name:
Email Address:

Put a website form like this on your site.
English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified
.

Blog Lıstem